×

Akademi

FOREX NEDİR?

Basit anlamıyla forex, para birimleriyle ticaret yapılabilmesini sağlayan bir küresel finans piyasasıdır. Herhangi bir mal yada para biriminin kendi başına bir değeri yoktur. Yalnızca tüm mal ve para birimlerinin farklı bir mal veya para birimi karşısında bir değeri vardır. Söz konusu para birimleri olduğunda, iki para biriminin oluşturduğu bu fiyata parite fiyatı adı verilir.
Örneğin; Avrupa para birimi olarak bilinen “EURO”(€)nun kendi başına bir değer yok iken, yanına bir para birimi daha eklediğimizde, (örneğin “USD”($)) bir parite yani “EURUSD” (Eurodolar) oluşur.

Şimdi bir seyahate çıkalım…

Tatil için Japonya’ya gittiniz ve haliyle Japonya para birimi olan “YEN”(¥) kullanmanız gerekiyor. Hemen bir döviz bürosuna uğradınız ve tabelada yazan bu yazıyı gördünüz.

Harika ! Değiştirmek istediğiniz her 1 Türk Lirası (₺) için, tam 7,50 Japon Yen’i sahibi olacaksınız.. Toplamda 10,000 Türk Lirasını değiştirerek 75,000 Japon Yen’ine sahip olarak havaalanından otelinize doğru yola koyuluyorsunuz. Aslında an itibariyle Forex piyasasına katıldınız. Gelin açıklayalım..

Tatilinizi tamamladınız ve Türkiye’ye geri dönmek üzere havaalanındasınız. Uçağınıza binmeden hemen önce cebinizde kalan Japon Yen’lerini Türk Lirası ile değiştirmek isteyeceksiniz. Havaalanında döviz bürosunda gittiğinizde bu kez tabelayı bu şekilde gördünüz..

Tabela tatilin başında gördüğünüzden farklı olarak bu kez 7.00 yazıyor. Bu da demek oluyor ki cebinizdeki her 7 Japon Yen’i için 1 Türk Lirası sahibi olacaksınız. Kısa Japonya tatili dönüşünde cebinizde 70000 Japon Yen’i kaldığını farkettiniz ve Türkiye’ye döneceğiniz için hepsini döviz bürosuna verip Türk Lirası talep ediyorsunuz. Ve Bingo!


Mevcut TRYJPY paritesi 7.00 olduğu için toplamda 10000 Türk lirası alıyorsunuz. Bu rakam tanıdık geldi mi? Japonya’ya geldiğinizde Japon Yen’i ile değiştirdiğiniz Türk lirasının tamamı. 2 günlük tatilden geldiğiniz para ile geri dönüyorsunuz. İşte paritedeki bu fiyat değişikliğinde (mevcut hikayede biraz da şansınızın yardımıyla) para kazandınız. Ve evet, az önce Forex piyasasında para kazandınız. Yalnızca bunu dijital ortamda değil, döviz bürosu aracılığıyla yaptınız.

 

Forex(FX) piyasası Dünya’nın en büyük finans piyasasıdır. Dünya para birimlerinin, bazı borsa endeksleri ve çok çeşitli emtiaların el değiştirdiği, küresel ve merkezi olmayan bir piyasadır. Tüm mal ve para birimi değerleri saniyeler içerisinde sürekli değişim halindedir. Aynı yukarıdaki örnekte olan kısa Japonya ziyaretiniz gibi..

Aslında verilen örnekteki döviz bürosu işlemi döviz işlemlerinin çok küçük bir bölümünü oluşturur. Bunun yerine küresel döviz piyasasında gerçekleşen döviz işlemlerinin büyük bir çoğunluğu dijital ortamda spekülatörler tarafından gerçekleştirilir.

Döviz tüccarları gelecekte yükseleceğini düşündükleri para birimlerini satın alırlar.

Dünyanın en önemli borsalarından birisi olan New York Stock Exchange (NYSE)’nin günlük ortalama hacmi 1-2 Milyar dolardır. Bu devasa bir rakam..!

Peki ya Forex piyasası?

Şimdi sıkı durun…

Forex piyasasının günlük ortalama hacmi tam 6,5 Trilyon dolar civarındadır.

Bu 6,5 trilyon dolarlık işlem hacmi aslında bir aldatmaca.. Aslında piyasada forex yatırımcısını ilgilendiren spot piyasa hacmine baktığımızda bu rakam ortalama 1 trilyon doların altında. Her ne kadar bunu ayrıştırmak çok
kolay olmasa da, küresel döviz piyasası içerisinde yalnızca döviz tüccarı olan forex yatırımcılarının toplam hacminin 150-200 milyar dolardan fazla olmadığını belirtmekte fayda var.

Artık pazarlama stratejisi olarak size “6,5 trilyon dolarlık devasa bir piyasaya hoşgeldiniz” aldatmacasına karşı bir bilgiye sahipsiniz.

Büyüklüğüyle alakalı gerçeğe ulaştıktan sonra piyasanın işlem olanağı çok geniştir. Yalnızca haftasonları kapalıdır ve haftaiçi 24 saat boyunca işlem yapabilirsiniz.

Bu nasıl oluyor?

İşlemler sürekli olarak dünyadaki farklı finans merkezlerine kayıyor..

Hafta Yeni Zelanda’da başlarken, sırasıyla Sidney, Singapur, Hong Kong, Tokyo, Frankfurt, Londra ve son olarak New York’a taşınmasıyla son bulur. 

Durun bir dakika.. 24 saat geçti?

Evet.. Son bulmaz. Haydi bu döngüye Yeni Zelanda’dan tekrar
başlayalım..

Forex piyasası uyumaz… Tıpki para gibi..

Ne İşlemi Yapılır

En basit haliye PARA ve para eden herşey diyebiliriz.

Burada kafa karıştıran konu fiziksel olarak birşey almamanızdır. Döviz bürosu işleminde yapılan ticaret fiziki bir işlemdir ve somut olarak elinizde aldığınız varlık olur. Fakat forex dijital bir piyasadır ve işler biraz farklı yürür.

Bir ülkenin para birimini satın almak aslında bir şirketten hisse almaya benzer.

Burada şirket konumunda olan para birimini satın aldığınız ülkedir.

Yani siz Japon Yen’i satın alırsanız, Japonya ekonomisinden hisse almış gibi olursunuz. Değer kazanması halinde sizinde varlık değerleriniz artacaktır.

Burada önemli olan bir diğer konu, satın almak istediğiniz para birimi karşısında hangi para birimini verdiğinizdir. Örneğin siz elinizdeki Euro (EUR) para birimini Amerikan doları (USD) ile değiştirdiğinizde Amerikan dolarının Euro karşısında değerinin artacağına, bir başka deyişle, Amerikan ekonomisinin Euro bölgesi ekonomisinden üstün olacağı görüşünü savunuyor olursunuz.

Çünkü iki para biriminden oluşan pariteye konu olan iki bölge/ülke ekonomileri arasında kıyas söz konusudur. Elbette ki ekonomik olarak en yüksek değerli para birimi en iyi ekonomi demek değildir fakat basit anlamıyla, EURUSD paritesinin karşılığı Euro bölgesi ile Amerikan ekonomisi kıyasını gösterir.

Yeni bir forex yatırımcısı iseniz, muhtemelen büyük ülkelerin para birimleri ile işlem yapmak isteyeceksiniz. Çünkü bunlar hem güvenilir, hem de takip ve istikrar olanağı daha mümkün şeylerdir. Büyük para birimleri, Amerikan Doları (USD), Euro (EUR), Japon Yeni (JPY), İngiliz Poundu (GBP) ve İsviçre Frangı (CHF) olarak bilinir.

Bunlara ek olarak, Avustralya Doları (AUD), Yeni Zelanda Doları (NZD) ve Kanada Doları (CAD) emtia para birimleri olarak bilinirler.

İşte tüm bu 8 para birimi piyasa lugatında “Majör Para Birimleri” olarak da adlandırılır.

Para birimi kısaltmaları oldukça basit bir içeriğe sahiptir. Her zaman 3 (üç) harften oluşurlar. İlk iki harf bağlı oldukları ülke/bölge’nin kısaltması, son harf ise para biriminin baş harfini gösterir.

 

Bu kodlar ISO 4217 Para Birimi Kodları olarak bilinirler. 1973’te Uluslararası Standardizasyon Örgütü (ISO) bugün kullandığımız para birimilerinin kodlarını oluşturmuştur.

alım satım

Forex işlemi bir para biriminin alınması ve aynı anda diğerinin satılmasıdır. Ancak işlemin somut/ fiziki olmadığını belirtmiştik.

Bu nedenle aslında forex piyasasında satmak yada almak terimlerinden ziyade “pozisyon almak” söylemi daha doğrudur.

Eğer siz Euronun Amerikan doları karşısında değer kazanacağını düşünüyorsanız bu EURUSD paritesinin değerinin artacağı anlamına gelir. Bu yüzden EURUSD paritesinin değerinin yükseleceğine yönelik pozisyon alırsınız. Bu işleme forex piyasasında BUY işlemi denir. Eğer ilk tahmininiz doğruysa, almış olduğunuz pozisyon kâr ile sonuçlanacaktır.

Diğer bir opsiyon olarak, eğer siz Euronun Amerikan doları karşısında değer kaybedeceğini düşünüyorsanız bu EURUSD paritesinin değerinin düşeceği anlamında gelir. Bu yüzden EURUSD paritesinin değerinin düşeceğine yönelik pozisyon alırsınız. Bu işleme forex piyasasında SELL işlemi denir. Eğer bu tahmininiz doğruysa, almış olduğunuz pozisyon kâr ile sonuçlanacaktır.

 

Her iki örnekte de tahmininizin tersinin gerçekleşmesi halinde almış olduğunuz pozisyon zarar ile sonuçlanacaktır.

Parite Kategorileri

Majör döviz çiftleri her zaman Amerikan doları içerir. Bu çiftlerin hepsinin içerisinde USD vardır ve en sık işlem gören ürünler olarak bilinirler.

Çaprazlar Amerikan doları dışındaki 7 majör para birimlerini içeren paritelerdir. Majörler kadar olmasa da en sık işlem gören 2. Kategori olarak bilinirler. 

Egzotikler gelişmekte olan ülke para birimlerinin majör bir para birimiyle yanyana gelmesiyle oluşmuş olan paritelerdir.

Bunlar dışında küresel döviz piyasalarında işlem gören, Orta ve Doğu Avrupa Para Birimleri, İskandinav Para Birimleri ve BRIC Para Birimleri bulunur.

Orta ve Doğu Avrupa para birimlerine konu olan ülkeler Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Polonya ve Romanya’dır.

İskandinav para birimlerine konu olan ülkeler de tahmin edebileceğiniz üzere, Danimarka, İsveç ve Norverç’tir.

 

Son olarak BRIC Para Birimlerine konu olan ülkeler ise, Goldman Sachs tarafından oluşturulmuş olan yeni yükselen ve yüksek büyüme hızına sahip ülkelerdir. Bu ülkeler başlangıçta Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin olarak bilinse de OECD’nin bu sınıfa Güney Afrika ve Endonezya’yı da eklemesiyle birlikte bu kategori BRIICS olarak bilinmektedir.

LİKİDİTE

Forex işlemlerinin büyük bir kısmı bankalararası piyasa olarak adlandırılan yerde gerçekleşir.  Diğer borsa işlemlerinin aksine forex piyasası bir tezgahüstü (OTH) piyasadır ve ne fiziksel bir yer ne de merkezi bir borsası vardır.

Tüm işlemler dijital ortamda gerçekleştiğinden piyasa internet üzerinden tüm dünyaya yayılır ve 24 saat boyunca internetinizin olduğu her an işlem yapabilirsiniz.

Amerikan Dolarının (USD) Piyasadaki Yeri

Tüm para piyasalarında olduğu gibi forex piyasasında Amerikan doları çok önemli bir yere sahiptir. Tezgahüstü piyasalardaki tüm işlemlerin yaklaşık %85’ini Amerikan doları oluşturur. Bunun küresel anlamda bir çok nedeni vardır.

IMF’ye göre ABD doları, dünyanın resmi rezervlerinin ortalama %62’sini oluşturuyor. Bu nedenle aslında ABD doları bir para birimi olmakla birlikte bir çok ticari işlemde belirleyici değerdir.

Örneğin bir ülke petrol almak isterse, nereden ve ne şekilde alacak olursa olsun, ABD doları ile almak zorundadır. Çünkü petrol fiyatları ABD doları baz alınarak belirlenir. Eğer petrolü alacak olan ülkenin elinde ABD doları yok ise, mevcuttaki para birimiyle ilk önce ABD dolar edinmelidir ve sonrasında petrolü alabilmektedir.

Dolayısıyla dünyadaki tüm ticari işlemler sürekli olarak ABD doları arzına bağımlıdır.

Forex piyasasındaki hacmin çoğunluğunu spekülatif işlemler oluşturur. Herhangi bir zamanda gerçekleşen alım satım hacminin miktarı son derece yüksektir ve bu nedenle herkes kolayca döviz alıp satabilir.

Likiditenin yüksek olması, fiyatın belli bir zamanda ne kadar kolay değişebileceğinin göstergesidir bu yüzden de forex yatırımcıları çok az etkiyle büyük ticari hacimlerinin gerçekleşmesini sağlar.

 

 

İşlem Yapma Yolları

Forex piyasasında işlem yapmanın birden fazla yolu vardır. Bunlar döviz vadeli işlemleri, döviz opsiyonları, döviz ETF’leri, spot sözleşmesi forex işlemleri, bireysel forex işlemleridir.

Şimdi bu seçenekleri detaylandıralım..

Döviz Vadeli İşlemleri

Vadeli işlemler ileri bir tarihte bir varlığı belirli bir fiyattan satın alma veya satma sözleşmeleridir. 

Vadeli işlemler bir para biriminin alınabileceği veya satılabileceği detaylandırılan ve değişim için belirli bir tarih belirleyen sözleşmelerdir. 

Vadeli işlemler 1972’de Chicago Ticaret Borsası (CME) tarafından yaratılmıştır. İşlemler merkezi bir borsada işlem gördüğü için şeffaf ve iyi şekilde düzenlenmiştir. Türkiye’de bu işlemler Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası (VİOP) ’nda gerçekleşir.

Döviz Opsiyonları

Döviz opsiyonları alıcıya opsiyonun vade tarihinde belirli bir fiyattan bir varlığı satın alma veya satma zorunluluğu getirmeyen, ancak hakkı ve opsiyonu veren bir finansal araçtır.

Döviz Opsiyonları da vadeli işlemleri gibi CME, ISE, VİOP ve PHLX gibi borsalarda işlem görürler.

Döviz opsiyonları işlemlerinin dezavantajı ise, belirli opsiyonlar için piyasa saatlerinin sınırlı olması ve likiditenin vadeli işlemler yada spot piyasa kadar büyük olmamasıdır.

Döviz ETF’leri

Döviz ETF’i sıradan yatırımcıların bireysel ticaret yapma yükü olmadan yönetilen bir fon aracılığıyla forex piyasasına maruz kalma olanağı sağlar. ETF’ler spekülasyon, riskten korunmak yada bir portföyü çeşitlendirmek için oluşturulabilir.

İşleyiş bakımından, finansal kurumlar tarafından bir para birimi yada para birimi sepetlerinden oluşturulan finansal varlıklardır. Ardından bu varlıklar tıpkı bir hisse senedi gibi alım satım yapılabilecek bir borsada halka arz edilir ve böylece bireysel yatırımcılar bu ETF’ler üzerinde ticaret yapabilirler.

Dezavantaj olarak ise yine bir borsaya bağlı olduklarından dolayı 24 saat alım satıma açık olmamaları söylenebilir.

Spot Sözleşmesi Forex İşlemleri

Spot piyasa günde 24 saat çalışan büyük ve likit bir finans piyasasıdır. Aslında merkezi bir ticaret terin veya değişim olmadığı için geleneksel anlamda bir piyasa değildir.

Bir OTC piyasasında yatırımcı doğrudan bir karşı tarafla işlem yapar. İşlemlerin çoğu elektronik ticaret ağları yada telefon aracılığıyla gerçekleşir.

Birincil piyasa olarak bilinen bu piyasada Forex aracı kurumlarının birbirleriyle ticaret yaptıkları “Interdealer” piyasa olarak da adlandırılır.

Aracı kurumlararası bu pazara yalnızca büyük miktarlarda işlem yapan ve çok yüksek net değere sahip kurumlar erişebilir. Sigorta şirketleri, bankalar, emeklilik fonları ve diğer büyük finans şirketleri döviz kurlarındaki dalgalanmalarla ilişkili riskleri bu piyasada yönetir. Yani bu piyasa kurumsal yatırımcılar için bulunan bir piyasadır.

Kurumsal bir yatırımcı spot forex piyasasında bir para birimini farklı bir para birimiyle değiştirmek için ikili bir anlaşma yapar. Bu anlaşma bir sözleşmedir. Bu sözleşmenin spot döviz kuru veya cari döviz kuru olan bir fiyattan belirli bir miktarda döviz almak veya satmak için bağlayıcı bir yükümlülük olduğu anlamına gelir.

Dolayısıyla spot piyasada EURUSD satın alırsanız, üzerinde anlaşılan bir fiyattan veya döviz kurundan ABD doları karşılığında belirli bir miktar Euro alacağınızı belirten bir sözleşme ile işlem yapıyorsunuz demektir.

Temel para birimlerinin kendileriyle işlem yapmadığınızı, ancak temel para birimlerini içeren bir sözleşme ile işlem yaptığınızı belirtmekte fayda var.

Adına her ne kadar spot denilse de işlemler tam olarak yerinde sonuçlanmaz. Gerçek bir spot döviz piyasasında işlem cari piyasa kuru üzerinden yapılırken, fiili işlem, işlem tarihinden sonraki 2 iş gününe kadar sonuçlanmaz. Bu T+2 olarak bilinir.

Özetle gerçek spot forex piyasasında ticaret, bireysel yatırımcıların işlem yaptığı yer değildir.

Bireysel Forex İşlemleri ve Kaldıraç

Piyasaya erişim aracı kurum adı altındaki sağlayıcılar tarafından verilir. Aracı kurumlar birincil OTC piyasasında sizin adınıza işlem yapar, mevcut en iyi fiyatı bulur, ardından fiyatı platformda yatırımcıya göstermeden önce bir miktar “markup” ekler. Bu, bir mağazanın toptan satış pazarından bir mal satın alıp buna kâr payı ekleyip kendi mağazasına koymasına benzer.

Bir spot sözleşmesinde iki gün içerisinde paranın teslim edilmesi gerekse de, uygulamada forex piyasasında hiç kimse herhangi bir para birimi teslim almaz. Pozisyon teslimat tarihinde ileriye kaydırılır.

Yeniden hatırlatmakta fayda var, forex piyasasında temel para biriminden ziyade para birimine ait sözleşmelerde işlem yaparsınız. Bu sözleşmeler kaldıraçlı sözleşmelerdir.

Kaldıraç çok küçük bir miktar için büyük miktarda para birimini kontrol edebilmenizi sağlar. Forex aracı kurumları kaldıraçlı sözleşmelerde işlem yapmanıza olanak tanır. Bu bağlamda ülke ve ülkeye ait mevzuata göre değişiklilik göstermek kaydıyla, teminatınızın 10,20,50,100,200 katı değerinde pozisyonlar alabilirsiniz.

Örneğin; kaldıraç oranı 100 olan bir aracı kurumda işlem yaptığınızı düşündüğünüzde, $1000 ile $100,000 değerinde bir EURUSD işlemi açabilirsiniz.

Ve kaybettiğinizi de $100,000 ödemek zorunda olduğunuzu düşünün..

Hesabınızda yalnızca $1000 olduğu için sözleşmeyi nakit olarak ödeyemezsiniz çünkü hesabınızda o miktarda bir teminat yok. Bu yüzden aracı kurumları pozisyonları teminatınız yetersiz hale geldiğinde otomatik olarak kapatır. Bu şekilde borçlanmaktan kurtulursunuz.

Siz pozisyonunuzu kapatana kadar aracı kurumlar pozisyonunuzu ertesi güne devreder. Bu devir sonucunda pozisyonun ürünü ve yönüne bağlı olarak değişkenlik göstermek koşuluyla bir faiz ödemesi yada kazancı elde edersiniz.

Bu ücret aracı kurum tarafından hesaplanıp mevcut hesabınıza (+) yada (–) olarak yansıtılır.

Bu işlemlerde kâr yada zarar durumunda fiziki bir teslimat söz konusu değildir. Pozisyondan doğan kâr yada zarar yine mevcut hesabınızın bakiyesine yansır.

TEMEL KAVRAMLAR

Baz Değer ve Karşıt Değer

Bir para birimi farklı bir para birimine göre kote edilir. Kote edilmek işlem yapılabilir bir enstrümanın (parite,emtia,cfd vb.) işlem platformu aracılığıyla yatırımcıya sunulmasıdır. Para birimleri her zaman çift halinde kote edilir. Yukarıdaki örnekte verilen EUR/USD gibi.

Çünkü her döviz işleminde aynı anda bir para birimini alıp diğerini satarsınız. Peki hangi para birimini alıp hangisini satıyoruz.. İşte burada karşımıza yeni bir terim çıkıyor.

EUR/USD için örnek vermek gerekirse;

Yukarıdaki örnek için solda bulunan EUR kısaltmasının temsil ettiği euro temel para birimi yani paritenin referans öğesidir ve her zaman bir fiyatı vardır. Ve bu para biriminin fiyatı mevcut parite için sağdaki para birimi olan USD özelinde belirtilmiştir.

Satın alırken, temel para birimi olan baz para biriminden (1) birim almak için ne kadar karşıt para birimi ödemeniz gerektiğini görürsünüz. Yine yukarıdaki örnek için 1 euro alabilmek için 1.10 Amerikan doları ödemeniz gerektiğini bilirsiniz.

Satış yaparken ise, temel para biriminden (1) birim sattığınızda ne kadar karşıt para birimi alacağınızı gösterir. Yukarıdaki örnek için sattığınız 1 Euro karşılığında 1.10 Amerikan doları elde etmiş olacaksınız.

Bu örnekte alış işlemi yaptığınızda Euro (EUR) aldığınızı ve karşılığında Amerikan doları (USD) sattığınızı artık biliyorsunuz. Bunu genel çerçevede düşünecek olursak, alış işlemi yaptığınızda Baz para birimi satın alıp, karşıt para birimi satmış olduğunuzu söylemek yanlış olmaz.

Bu bağlamda, baz para biriminin değerinin artacağını düşünüyorsanız, bahse konu olan paritede alış yaparsınız. Karşıt para biriminin değerinin artacağını düşünüyorsanız ise, bahse konu olan paritede satış yaparsınız.

 

 

Para birimlerinin kote edilmesi standartlaştırılmıştır. Yani herhangi bir aracı kurumun platformunda gördüğünüz “EUR/USD” , “EUR-USD” , “EURUSD” aynı şeydir. 

Uzun ve Kısa Pozisyon

Satın almak istiyorsanız (bu, baz para birimini alıp karşıt para birimini satmak anlamına gelir), baz para biriminin değerinin artmasını istersiniz ve sonra onu daha yüksek bir fiyattan geri satarsınız. Bu pozisyonunuz açık olduğu sürece uzun pozisyondasınız demektir. Bu bir borsa jargonudur ve alış yönünde pozisyonu olan kişilerden, “Uzunum” gibi bir tabir duyabilirsiniz. Satmak istiyorsanız (aslında baz para birimini satıp karşıt para birimini satın almak anlamına gelir), baz para biriminin değerinin düşmesini istersiniz ve ardından daha düşük bir fiyattan geri satın alırsınız. Bu pozisyonunuz açık olduğu sürece kısa pozisyondasınız demektir. Bu bir borsa jargonudur ve satış yönünde pozisyonu olan kişilerden, “Kısayım” gibi bir tabir duyabilirsiniz. Bir başka benzer jargon ise, (kare, düz) ve “kare almak”tır. Eğer açık pozisyonunuz yoksa düz yada kareyim diyebilirsiniz. Açıktaki pozisyonunuzu kapatmak ise “kare almak”tır

Swap ve Rollover Ücreti

Aracı kurumunuz, net zamanı kurumun bulunduğu yere göre değişmek koşuluyla genellikle 17:00 ETC olan saat sonrası pozisyonunuzu devam ettirmeniz için hesabınıza “takas ücreti” (swap) yada “taşıma maliyeti” (rollover) ücreti yansıtır. Takas ücreti günlük olarak işletilirken, taşıma maliyeti işlem yapmış olduğunuz ürünün vade tarihe göre değişir. Bu tarih ayda bir kez yada haftalık olabilmektedir.

 

Takas ücreti hesabınıza kâr yada zarar olarak yansıtılabilir. Bu işlem yapmış olduğunuz ürünü kapsayan iki farklı para birimi arasındaki faiz farkından belirlenir. Eğer yükseleceğini düşündüğünüz para biriminin faiz oranı diğerinden yüksek ise, ve siz yükseleceğine yönelik bir pozisyon açarak faizi diğerinden fazla olan para birimine karşı pozitif durumdaysanız takas ücreti sizin hesabınıza pozitif olarak yansıtılacaktır. Ters durumda ise takas ücreti hesabınıza negatif olarak yansıtılacaktır. 

Lot Kavramı

Nasıl ki sıvıları ölçmek için litre, sayılabilen şeyler için adet, ağırlık birimleri için kilogramı kullanıyorsak, forex piyasasında işlemlerimizi sayabilmek için “lot” kavramını kullanırız. Aslında bu kavram tüm borsa kolları için geçerli diyebiliriz.

İşlem platformlarında alım satım emri verdiğiniz, emirler lot cinsinden sayılarak bu boyutlara göre hesaplanır. Yani eğer verdiğiniz emir “ 1 lot” ise; 1 adet işlemim var değil, 1 lot işlemim var dersiniz. Ve elbetteki her lotun her yatırım aracı için farklı bir parasal değeri vardır. Ancak lotun birim sayısı genellikle tüm platformlarda aynıdır. 

Pip

Muhtemelen borsa ile ilgili herhangi birşey okuduğunuzda “pip”, “lot”, “puan” gibi bir çok terimi duymuş olmalısınız. Şimdi bunları tam anlamıyla açıklamaya çalışacağız. Ancak burada biraz matematikten faydalanmamız gerekecek. Bu yüzden herkes lütfen odaklansın..


Başlangıçta çok sıradan bir terim olarak algılansa da aslında “pip” sizin herşeyiniz.. Eğer pip konusuna ne olduğuna, nasıl hesaplandığına dair tam anlamıyla bir bilginiz yok ise, işlem yapmayı düşünmeyin bile.. Çünkü ticari işlemlerideki en önemli şey, paranın kaç para olduğunu bilmektir.

Pip, basitçe söylemek gerekirse, üründeki fiyat değişimini ifade eden ölçü birimidir. Eğer EUR/USD 1.1000’da 1.1001’e hareket etmişse fiyat “1 pip hareket etti” deriz.. 

Pip genellikle fiyatın son ondalık basamağıdır. Bir çok üründe 4 ondalık basamağı mevcuttur. Ancak elbette bazı istisnalar var. Örneğin USD/JPY gibi. 

Yani pip özelinde baktığımız da EUR/USD için 0,0001 anlamına gelen 1 pip, USD/JPY için 0,01 anlamına gelir.  


Puan

Puan en sade haliyle bir pipin onda biridir. Örneğin, 1.10000 olan fiyatın 1.10001’e hareket etmesine “1 puan hareket etti” deriz. Dolayısıyla fiyata “1 pip hareket etti” demek ile “10 puan hareket etti” demek, matematiksel olarak aynı şeydir.

Pip Değeri Nasıl Hesaplanır

Her para biriminin kendi göreli değeri olduğu için, söz konusu ürün için bir pip değeri hesaplamak gerekiyor.

Pip hesabı yapmanın en kesin yolu toplam lot büyüklüğünün temsil ettiği birim fiyatı üzerinden hesaplama şeklidir. Aşağıda açılmış bir örnek pozisyon için tüm argümanları toplayalım.

Parite: EURUSD

Lot: 1

Açılış Fiyatı: 1.05100

Kapanış Fiyatı: 1.05200

Emir Tipi: BUY (Yükseleceğine yönelik)

Yukarıdaki örnek pozisyonda kâr yada zarar ettiğimiz anlamamız çok zaman almayacak. Temel bir mantıkla düşündüğümüzde bir mal alım satımından kâr elde edebilmek için satış fiyatımızın, alış fiyatımızdan (maliyet) daha yüksek olması gerekiyor. Örnekte bu denklem uyuyor. Açılış fiyatı olarak görünen 1.05100 aslında bizim maliyetimiz, ve açtığımız pozisyonda yükseleceğine yönelik olduğundan kapanış fiyatımızın açılış fiyatımızdan yüksek olmasını umuyoruz. Tıpkı örnekte 1.05200 olduğu gibi. 

Bu aradaki 10 piplik fark bir birim için geçerli olan miktardır. Fakat forex piyasasından birim hesaplaması lot cinsinden olduğu için toplam getiri yada zararı hesaplayabilmek için işlem lotumuzun kaç birime tekabül ettiğini, ve bu birimin parasal değerini bulmamız gerekiyor.

1€ = 1.0510 $

1 Lot = 100,000 birim

100,000 birim = 100,000 adet EURUSD

100,000 adet EURUSD = 100,000 €

100,000 adet EURUSD = 105,100 $

Bu örnekte pozisyonu açtığımızdaki değerimiz 105,100$. Şimdi gelin işlemi sonlandırdığımızdaki yani kapanıştaki durumu kontrol edelim.

1€ = 1.0520 $

1 Lot = 100,000 birim

100,000 birim = 100,000 adet EURUSD

100,000 adet EURUSD = 100,000 €

100,000 adet EURUSD = 105,200 $

Pozisyonu kapattığımız andaki değerimiz de 105,200$. Gördüğünüz gibi değişen tek şey EURUSD’ın 1.0510 olan fiyatının 1.0520 olması ve dolayısıyla toplam değerimiz. İşte maruz kaldığımız kâr yada zarar da tam olarak burada. Şimdi aradaki farkı bulalım.

105,200 – 105,100 = $100

Evet, bu işlemden $100 kâr elde etmiş olduk.

Basit bir matematik işlemiyle bu işlemin 1 yerine 10 lot olması durumunda $1000 kâr edeceğimiz, 1 yerine 0,10 lot olması durumunda $10 kâr edeceğimiz farketmek oldukça kolay.


Kaldıraç

Muhtemelen yukarıdaki örnek biraz ürkütücü geldi. Basit bir örnekte bile 100,000 dolarlık rakamlardan konuşmak tedirgin edici olabilir. Ancak forex piyasasını bazı yatırımcılar için cazip kılan en önemli şey olan kaldıraç bu noktada devreye giriyor.

Büyük bankalar ve banka olmayan likidite sağlayıcı kurumlar kaldıraçla işlem yapmanıza olanak tanır. Örneğin 1/100 kaldıraçla işlem yapıyorsanız $1’lık emriniz 100 katı üzerinden (1/100 kaldıracın katı) getiri sağlar ve elbette aynı orandan zarara uğrar. 

Fakat endişenmeyin, forex piyasasında borçlanmak gibi bir durum söz konusu değildir. Forex piyasasından borçlanmak gibi bir durum söz konusu olmasa da bakiyenizin tamamını kaybet riski her zaman vardır. Çünkü $1’lık işlem açmış olsanız bile 100 katı üzerinden kâr zarar elde ettiğiniz için zararınız siz müdahale etmediğiniz sürece bakiyenizi sıfırlayabilir ve tüm paranızı kaybetmenize sebep olabilir. Bu nedenle kaldıraçlı işlemler her ticari işlemlerde olduğu gibi yüksek getiri potansiyel olduğu kadar aynı yüksek oranda risk barındıran bir ticaret şeklidir.


Alış, Satış ve Makas Aralığı (Bid, Ask, Spread)

Tüm forex işlemlerinde iki adet fiyat kote edilir. Bunlar alış ve satış fiyatlarıdır.

Alış (Bid/Buy) fiyatı aracı kurumun karşıt para birimi karşılığında baz para birimini satın almaya istekli olduğu fiyattır. 

Eğer işleme konu olan ürünün fiyatının artacağına yönelik bir düşünceniz var ise, işlem maliyetiniz olan fiyat (Bid/Buy) fiyatıdır. 

Satış (Ask/Sell) fiyatı aracı kurumun karşıt para birimi karşılığında baz para birimini satmaya istekli olduğu fiyattır.

Eğer işleme konu olan ürünün fiyatının düşeceğine yönelik bir düşünceniz var ise, işlem maliyetiniz olan fiyat (Ask/Sell) fiyatıdır.

Spread, (makas aralığı) alış ve satış fiyatları arasındaki farka denir.

Yukarıdaki EUR/USD 1.1 nolu görselden örnek verecek olursak;

• EUR satmak istiyorsanız, “SAT”a tıklıyorsunuz ve 1.08795’de euro satmış oluyorsunuz.

• EUR satın almak istiyorsanız, “SATIN AL” düğmesine tıklıyorsunuz ve 1.08802’den euro satın almış oluyorsunuz. 


İşte tüm bu konunun basitçe dağılımı..

 
NASIL YAPILIR

Forex piyasasında işlem yapmak oldukça basittir. Borsa vb. herhangi bir piyasada deneyiminiz varsa oldukça hızlı bir şekilde forex piyasasına adapte olabilirsiniz. 

Ancak herhangi bir deneyiminiz yoksa bile bu sayfayı doğru sıralamayı takip ederek tamamlandığınızda tüm teorik forex bilgisine sahip olacaksınız.

Forex işlemi temelde fiyatın değişeceği beklentisiyle para birimlerini birbirleriyle değiştirmektir. Daha net bir örnek düşünecek olursak, satın aldığımız para biriminin değeri elden çıkaracağımız para birimine göre artacaktır. 

Örnek verecek olursak; 

İşlem

Euro (€)

Dolar ($)

1.0500 EUR/USD paritesi üzerinden 1000 euro satın aldınız.

 

+1000 €

 

-1050 $

Bir süre sonra 1000 euronuzu 1.1500 EUR/USD kuru üzerinden tekrar dolara çevirirsiniz.

 

-1000 €

 

+1150 $

 

$100 kâr elde edersiniz.

 

0

 

 

+100

1.0500 EUR X 1000 = $ 1050

1.1500 EUR X 1000 = $1150

Döviz kuru bir para biriminin başka bir para birimine göre değerlenen oranıdır. Yani yukarıdaki örnekte verdiğimiz EUR/USD paritesi için konuşacak olursak, bir USD kaç EUR satın alabileceğinizi yada bir EUR satın almak için kaç USD ye ihtiyacınız olduğunu gösterir. 

 

Ne Zaman İşlem Yapacağınızı Bilin

Aslında forex işlemi herhangi bir para biriminin farklı bir başka para birimi yada değere (emtia,kıymetli metal yada maden vb..) karşı yükseleceği veya düşeceğini tahmin etmeye dayanır. 

Örneklemeye döviz çiftleri üzerinden devam edecek olursak, bir döviz çiftini ne zaman alıp ne zaman satacağınızı nasıl anlayabilirsiniz?

Nereden bakarsanız bakın bu oldukça karmaşık bir konudur diyebilirim. Ancak basite indirgiyerek örnekleyecek olursak, bir para birimine olan arz ve talep o para biriminin değerinin yükselmesine yada düşmesine sebep olmaktadır. 

Her para birimi bir ülkeye yada bir bölgeye aittir. Dolayısıyla bahse konu olan para biriminin değerinin artmasına yada düşmesine neden olan arzı ve talebi, mevcut ülke veya bölgenin iç ve dış ekonomik koşullarıyla doğrudan bağlantılıdır diyebiliriz. 

Evet, ekonomideki temel kavramlar zaman zaman çok sıkıcı olabiliyor. Ancak merak etmeyin, temel analiz bu makalenin konusu değil. Yalnızca biran için tüm bu fiyat hareketlerinin basit bir neden ile hareket ettiğini varsayalım ve başlangıç aşamasında konuyu kavrayabilmek adına tüm şartlar bizim için basit olsun.

Ne zaman işlem yapacağınıza, ne yönde işlem yapacağınıza nasıl karar vereceksiniz?

EUR/USD üzerinden ilerleyelim. Bu paritede euro baz para birimidir. Eğer siz ABD ekonomisinin zayıflayacağına inanıyorsanız ki bu ABD doları için negatif bir anlam taşır. Bu doğrultuda EUR/USD paritesinde “AL” emri verirsiniz. Bunu yaptığınızda ABD doları karşısında euronun yükseleceğine yönelik bir adım atmış olursunuz. 

Diğer bir olasılıkta ABD ekonomisinin iyi olduğuna inanıyorsanız ve ABD dolarının yükseleceğini düşünüyorsanız EUR/USD paritesinde “SAT” emri gerçekleştirirsiniz. 


“Lot” ile Alım Satım

Bir markete gittiğinizde ve yumurta aldığınızda tek bir adet yumurta almazsınız. Yumurta 6’lı, 10’Lu yada 12’li gibi “lotlar” halinde gelirler. 

Forex piyasasında da buna benzer bir durum söz konusudur. Piyasada 1 euro almak yada satmak oldukça anlamsız bir davranış olacaktır. Bu genellikle 1,000 birimden(mikro lot), 10,000 birimden(mini lot) ve 100,000 birimden (standart lot) başlayan lotlar halinde alım satıma açılmaktadır. Bunun anlamı 1,000 birim ve euro örneği için 1000€, 10,000 birim ve yine euro örneği için 10,000€’dur. 


Marj İşlemi

Marj işlemini bir önceki kısımda bahsedilen 10,000€’nuzun olmadığını varsayarak açıklamak daha akılda kalıcı olacaktır. 10,000€’nuz yoksa bile eğer aracı kurumunuz isterse yapabilirsiniz. İşte burada devreye “KALDIRAÇ” giriyor. 

Kaldıraçlı işlem yaptığınızda 10,000€’yu tamamen ödemeniz (teminat olarak kullanmanız) gerekmez. Bunun yerine aracı kurumunuzun belirlediği marj olarak bilinen küçük bir “depozito” yatırırsınız. 

Kaldıraç, işlem boyutunun (pozisyon büyüklüğü) marj için kullanılan gerçek nakde oranıdır. 

Örneğin 10,000€ değerinde bir pozisyon açmak için aracı kurumunuzun %2 teminat istediğini varsayalım. Bu durumda kaldıraç oranınız 1:50 olacaktır. 

Marj ticareti normalde ihtiyaç duyacağınız bir sermayenin yalnızca belli bir kısmını kullanarak büyük pozisyonlar açmanıza olanak tanır. Bu eğer örnekteki gibi 1:50 kaldıraç kullanıyorsanız, $10 ile $500’lık, $50 ile $2500 dolarlık pozisyon açabilmeniz demektir. 

Özetlemek gerekirse, kaldıraç sayesinden küçük bir sermayeyle nispeten büyük pozisyonlar açabilirsiniz. Marj konusuyla alakalı çok daha kapsamlı bir makale paylaşacağım. Ancak bu kadar kârlı ve güzel şeylerden bahsettikten sonra gelin bir de bu durumun olası negatif etkilerine bakalım. Ne de olsa yatırım yapıyoruz yani ne kadar kâr var ise, o kadar da zarar olacaktır..


Şimdi sizden istediğimiz bu kısımdan itibaren tüm dikkatinizi buraya vermeniz..

Piyasada sinyallerin İngiliz poundunun ABD doları karşısında yükseleceğini gösterdiğini düşünüyorsunuz. 

Bir standart lotluk (100,000 birim) GBP/USD pozisyonunu %2 marj şartıyla açarsınız.  

Fiyatı 1.50000 olan GBP/USD’den 100,000 birimlik pozisyon açmanız demek 100,000 birim * (birim fiyatı) = 150,000 Sterlin anlamına gelir. 

Döviz kurunun yükselmesini bekliyorsunuz ve toplamda az önce hesapladığımız pozisyon büyüklüğü olan 150,000 Sterlin’in %2 olan marj gerekliliği 3,000 sterlin etmektedir. (150,000*0,02)

Evet artık kaldıraç ile birlikte 3,000 sterlin ile 150,000 sterlini kontrol ediyorsunuz. 

Tahmininiz tutuyor ve parite 1.50000’den 1.50500’e yükseliyor. Ve işte bu harika. $500 kazandınız, hem de yalnızca 0.5000 dolarlık hareket yani 50 pip yükseliş ile..

Bu pozisyonu bu anda kapatmak istediğinizde marj için kullanmış olduğunuz 3,000 sterlin + $500 kârınız hesabınıza yatırılır.

İşte o ürkütücü yere geliyoruz.. 

Bu nasıl oldu? Parite yalnızca 50 pip yani yalnızca 50 cent kadar yükseldi ama siz nasıl oldu da $500 kazandınız? Bakın yanlış duymadınız.. Yanlızca 50 cent yükseldi, yani 1 dolar bile değil.. 

Aslında çok basit. Eğer pozisyonunuz toplam büyüklüğü 3000 sterlin olsaydı evet yalnızca 50 cent kazancaktınız. Fakat sizin pozisyonunuzun toplam büyüklüğü değil, bu pozisyonu açmak için kullandığınız marj 3,000 sterlin idi. Dolayısıyla açmış olduğunuz pozisyon 3000 * 1:50 (kaldıraç) kadardı. Yani 150,000 sterlin. Bu yüzden de az önce sadece 10 dakika içerisinde $500 kazandınız. Bu harika görünüyor değil mi? Ne büyük bir lûtuf… Evet belki öyle görünebilir, belki de öyledir.. Ancak bir de madalyonun diğer yüzüne bakalım..

GBP/USD işleminizde yükseliş yerine düşüşe yönelik pozisyon açtığınızı hayal edin. Ne olurdu? Bakiyenizde 3,000 sterlin olduğunu hayal edin. Ve bunu bu pozisyonu açmak için marj olarak kullandınız. Ve tahmininizin tam tersi oldu.. Bakiyenizde ne kadar kalacağını merak ediyor musunuz? 

Öyleyse söyleyeyim…

KOCA BİR “HİÇ”.. 

Tüm paranızı kaybettiniz. Hem de yalnızca 10 dakika içerisinde.. 

Kaldıraçlı işlem elbette ki sermaye kullanımı açısından oldukça faydalı olabilir. Ancak aynı zamanda yanlış kullanıldığında da tüm paranızı kaybetmenize sebep olabilir. Küçük bir örnek vermek gerekirse; 

$1,000 dolarlık küçük bir depozitoyla bir forex hesabı açtınız. Aracı kurumunuz tarafından size sağlanan 1:100 oranında bir kaldıraç imkanınız bulunuyor. Bu sizin için her 1 pip’lik hareketin $1 kâr yada zarar olacağını gösterir. Yani paritede tahmininizin tersine yönelik bir hareket olması halinde sadece 100 piplik (yani 1 dolar) harekette tüm paranızı kaybedersiniz. 


EMİR TÜRLERİ


Emir bir işlemi açmak yada kapatmak için sizin belirlediğiniz talimatların işlem platformu aracılığıyla yerine getirilmesidir. Çok fazla emir türü olmakla birlikte brokerlar bazı emir türlerini kabul ederken, bazı emir türlerini kullanmıyor. Bu noktada brokerının emir kabul çeşitliliğini kontrol etmenizde fayda var.

Forex işlem platformlarında yatırım yaparken 24 saat açık bir piyasa gerçekten de mental olarak çok yorucu olabilir. Düşünsenize siz ekrana bakmıyorken ya da uyuyorken piyasa ayakta kalmaya devam ediyor. İşte bu yüzden emir türlerine hakim olmak, ekran başında değilken yada farklı birşeylerle ilgilenirken kontrolün hala elinizde olmasını sağlar. Şimdi bu emir türlerini tanımsal olarak inceleyelim. Yazımızın sonunda ise tüm emir türlerinin özelliklerini bir tablo halinde açıklamaya çalışacağız. 

Emir türlerini ilk etapta ikiye ayıracağız. Bunlar; 

a- Piyasa Emri

b- Bekleyen Emirler

Piyasa emri brokerınızın sağladığı bir fiyat üzerinden anında gerçekleşen emirlerdir. Bekleyen emirler ise cari fiyattan farklı bir fiyat belirleyerek verdiğiniz ve bu fiyat sağlandığında gerçekleşecek olan emirdir.

Örnek vermek gerekirse; herhangi bir yatırım aracının cari alış fiyatının 1.1070, cari satış fiyatının ise 1.1050 olduğunu varsayalım. Eğer bir piyasa emri olarak alım talimatı oluşturursanız işleminiz 1.1070 cari alış fiyatından anlık olarak gerçekleşir ve K/Z oluşmaya başlar. Yada tam tersi tercihiniz ile bir piyasa emri olarak bir satım talimatı oluşturursanız işleminiz 1.1050 cari satış fiyatından anlık olarak gerçekleşir ve K/Z oluşmaya başlar.

Bekleyen emirler ise kendi içinde dörde ayrılır. Bunlar;

a- Buy Limit

b- Buy Stop

c- Sell Limit

d- Sell stop

Cari fiyattan farklı bir fiyat belirleyerek verilen emir türleri olan bu emirler gerçekleşme garantisi yoktur. Aynı zamanda gerçekleşene kadar herhangi bir K/Z durumu oluşturmaz ve herhangi bir teminat kullanmazlar. 

Buy Limit, cari fiyattan daha düşük bir fiyat belirleyerek oluşturulan bir alım emridir. Örneğin yukarıdaki örnekte 1.1070 olan cari alış fiyatınından daha düşük bir fiyattan (örneğin 1.1000) alım işlemi yapmak istiyorsanız fiyatın o seviyeye düşmesini beklemeden o anda bu emri verebilirsiniz. Ve sizin yerine emriniz fiyat olarak belirlediğiniz 1.1000 seviyesini bekler. Fiyat belirlediğiniz seviyeye geldiğinde ise gerekli şartlar uygunsa gerçekleşerek alım yönlü bir piyasa emrine dönüşür.

Buy Stop, cari fiyattan daha yüksek bir fiyat belirleyerek oluşturulan bir alım emridir. Örneğin yukarıdaki örnekte 1.1070 olan cari alış fiyatınından daha yüksek bir fiyattan (örneğin 1.1100) alım işlemi yapmak istiyorsanız fiyatın o seviyeye yükselmesini beklemeden o anda bu emri verebilirsiniz. Ve sizin yerine emriniz fiyat olarak belirlediğiniz 1.1100 seviyesini bekler. Fiyat belirlediğiniz seviyeye geldiğinde ise gerekli şartlar uygunsa gerçekleşerek alım yönlü bir piyasa emrine dönüşür.


Sell Limit, cari fiyattan daha yüksek bir fiyat belirleyerek oluşturulan bir satım emridir. Örneğin yukarıdaki örnekte 1.1050 olan cari satış fiyatınından daha yüksek bir fiyattan (örneğin 1.1100) satım işlemi yapmak istiyorsanız fiyatın o seviyeye yükselmesini beklemeden o anda bu emri verebilirsiniz. Ve sizin yerine emriniz fiyat olarak belirlediğiniz 1.1100 seviyesini bekler. Fiyat belirlediğiniz seviyeye geldiğinde ise gerekli şartlar uygunsa gerçekleşerek satım yönlü bir piyasa emrine dönüşür.

Sell Stop, cari fiyattan daha düşük bir fiyat belirleyerek oluşturulan bir satım emridir. Örneğin yukarıdaki örnekte 1.1050 olan cari alış fiyatınından daha düşük bir fiyattan (örneğin 1.1000) satım işlemi yapmak istiyorsanız fiyatın o seviyeye düşmesini beklemeden o anda bu emri verebilirsiniz. Ve sizin yerine emriniz fiyat olarak belirlediğiniz 1.1000 seviyesini bekler. Fiyat belirlediğiniz seviyeye geldiğinde ise gerekli şartlar uygunsa gerçekleşerek satım yönlü bir piyasa emrine dönüşür.

İlk açıklamamızda bekleyen emir türlerinde bir fiyat garantisi olmadığını belirtmiştik. Örneğin sizin 1.1000 seviyesine verdiğiniz bir bekleyen emir 1.0995 yada 1.1005 gibi farklı fiyatlardan gerçekleşebilir. Bu hem piyasa koşullarına hem de brokerınıza bağlı olarak değişebilir. Bu detayları 2. seviyede açıklayacağız. Diğer taraftan bekleyen emirlerin tamamına iptal süresi ekleyebilirsiniz. Bu iptal süresi belirtilmiş bir tarih yada dakika, gün sonu yada farklı bir tarihteki gün sonu olarak belirlenebilir

Şimdiye kadar incelediğimiz emirler işlem açmanıza yönelik emirledi. Elbette bu emirleri sonlandırmak için de kullanabileceğiniz emir türleri mevcut. Şimdi işlem sonlandırma emirlerini inceleyelim.

İşlem durdurma emirleri de kendi içlerinde dörde ayrılır. Bunlar;

a- Piyasa Emri Kapatma

b- Zarar Durdur

c- Kâr Durdur

d- Takip Eden Durdurucu

Piyasa emri kapatma, tıpkı piyasa emri açmak gibi mevcut cari fiyattan anında gerçekleşen bir durdurma emridir. Örnek vermek gerekirse; herhangi bir yatırım aracının cari alış fiyatının 1.1270, cari satış fiyatının ise 1.1250 olduğunu varsayalım. Eğer alım yönlü olan açık işleminiz için bir durdurma emri olarak piyasa emri kapatamayı seçerseniz işleminiz 1.1250 cari satış fiyatından anlık olarak gerçekleşir ve K/Z bakiyenize yansıtılır. Ya da satım yönlü olan açık işleminiz için bir durdurma emri olarak piyasa emri kapatamayı seçerseniz işleminiz 1.1270 cari alış fiyatından anlık olarak gerçekleşir ve K/Z bakiyenize aynı şekilde yansıtılır.

Zarar Durdur, emri işleyiş olarak bekleyen emir olarak nitelendirilebilir. Çünkü bu işlem durdurma emri açmış olduğunu ya da açmaya karar verdiğiniz emir için piyasanın size karşı olası ters yönlü hareketliliğinde zararınızı sınırlamanızı sağlar. Örneğin 1.1270 seviyesinden alım yönlü bir açık işleminiz bulunuyor. Bu durumda cari fiyatın 1.1270 seviyesinden daha düşük seviyelerde olması sizin için gerçekleşmemiş zarar olarak demektir. İşte bu gerçekleşmemiş zararın bir noktada durdurulmasını ve realize edilmesini istiyorsanız zarar durdur emri kullanmalısınız. 1.1270 seviyesinden daha düşük bir seviye olan 1.1170 seviyesine zarar durdur emri verdiğiniz varsayalım. Bu durumda fiyat ne kadar düşerse düşsün, emriniz yalnızca belirlediğiniz 1.1170 seviyesine kadar zarar edecektir. Cari fiyat 1.1170 seviyesine ulaştığında ise o noktaya kadar oluşmuş zarar bakiyenize yansıtılıp işleminiz otomatik olarak durdurulacaktır. Bu emri diğer tüm bekleyen emir türlerinde olduğu gibi gerçekleşmediği sürece güncelleyebilir, iptal edebilir, yada yeniden verebilirsiniz.

Kâr Durdur, emri de işleyiş olarak bekleyen emir olarak nitelendirilebilir. Çünkü bu işlem durdurma emri açmış olduğunu ya da açmaya karar verdiğiniz emir için belirlediğini kâr seviyesinde otomatik olarak durdurulmasına yarar. 

Takip Eden Durdurucu, karmaşık gibi görünse de aslında “kâr durdur” emrinin bir benzeri olarak nitelendirilebilir. Öncelikle bu emir türünü verebilmeniz için açık işleminizin belli oranda gerçekleşmemiş kâr durumunda olması gerekiyor. Bu oran brokerlara göre farklılık gösterebilir. Örnek vermek gerekirse, açık işleminizi 30 pip gerçekleşmemiş kâr şeklinde sürdüğünü varsayalım. Bu noktada takip eden durdurucu olarak 10 pip seçerseniz, sistem gerçekleşmemiş kâr seviyenizin 10 pip altına bir kapatma emri oluşturacaktır. Gerçekleşmemiş kâr seviyeniz 80 pip olduğunda bu kapatma emri yine 10 pip altı olan 70 pip seviyesine ilerleyecektir. Takip eden durdurcunun çalışması için gerçekleşmemiş kârınız 10 pip seviyesine düşmelidir. Bu noktaya ulaşıldığında sistem emrinizi 10 pip kâr ile otomatik olarak durdurup bu kâr değerini bakiyenize yansıtacaktır. 


Tüm bekleyen emirler ve bekleyen durdurma emirlerinde fiyat garantisi yoktur. İşleminiz sert bir harekette hiç istemeyeceğiniz bir noktada durdurulabilir ve bu noktadan sonra geri dönüş yoktur. Değişken yada likidite olmayan piyasalarda tüm bekleyen emirler belirlenen fiyatın çok uzağında gerçekleşebilir.  


Demo Hesap Nedir

Çoğu broker ücretsiz bir demo hesap kullanımına izin verir. Bu tamamen ücretsiz ve parasal risk barındırmayan bir antrenman methodudur. Fiyatların, piyasanın, dünyanın tamamen aynı olduğu koşullarda sanal bir ticarettir. Peki brokerın bundan kârı nedir?

Elbette sizi elde etmek. Demo ticareti yaptığınızda piyasanın birçok koşuluyla tanışırsınız, hırslanırsınız ve gerçek bir hesap açmak için can atarsınız. İşte bu noktadan sonra broker mutlu olacaktır.

Gerçek hesap açmadan önce uzun bir süre demo hesapta yatırım stratejinizi test etmeniz oldukça faydalı olacaktır. Sonrasında gerçek hesap açın yada açmayın, yatırım yapmak, özellikle bu ölçekte yüksek getiri sunduğu kadar yüksek risk taşıyan bir piyasa disiplinli ve sistemli şekilde ilerlemek için balıklama atlamak çok da akıl kârı sayılmaz. Dolayısıyla demo hesap konusunu kesinlikle es geçmeyin.

Demo hesapla ilgili ekleyebileceğimiz son bir nokta daha var. Aslında tüm yatırım araçların için başarıya giden yoldaki belki de %51’i oluşturan etken. PSİKOLOJİ !!

Demo hesapta herhangi bir maddi risk yoktur. Dolandırılmadığınız sürece para kaybetmeniz söz konusu değildir. Ancak şunu unutmayın, demo hesapta staratejinizi geliştirebilir, piyasanın dinamiklerini tanıyabilirsiniz. Fakat işin psikoloji kısmını kontrol etmeniz çok da gerçekçi değil. 

Şöyle düşünelim.

Demo hesapta kendinizi test ediyorsunuz. Açmış olduğunuz işlem 4000$ zararda ve devam ediyor. Ne yaparsınız?

Cevap; HİÇBİRŞEY. Çünkü kimin umrunda. Zaten demo bir hesap. Herhangi bir kaybınız yok. Peki bu durum ile gerçek hesapta karşılaştığınızı düşünün..

Emin olun, uykularınız kaçacak. Hem de çok fazla.. 


Ve eğer gerçek hesap açmaya karar verirseniz lütfen şunları unutmayın.

Forex piyasası işsizlikler için uygun değildir.

Forex piyasası faturalarını ödemekte güçlük çekenler için uygun değildir.

Forex piyasası düşük gelirli insanlar için uygun değildir.

Forex piyasası siz ek gelir sağlamaz.

Forex piyasası “Bir kerelik deneyeceğiz” bir piyasa değildir.

Forex piyasası küçük miktarlarla kendinizi test edeceğiniz bir piyasa değildir. (Bunun için demo hesap var hem de bedava)

Forex piyasasından zengin olmuş hiç kimse yoktur. O kişiler zaten daha önceden de zengindi.


İŞLEM SEANSLARI

24 saat diyerek yazıyı bitiriyoruz. Elbette hayır.. Açıklayacak çok şey var. Haydi başlayalım !!

Evet forex piyasası haftanın 5 günü 24 saat işleme açık bir piyasadır. Ancak bu 24 saat boyunca aynı oranda aktif olduğu anlamına gelmez. Bu piyasada fiyatlarda düşerken para kazanabilirsiniz, fiyatlar yükselirken de para kazanabilirsiniz. Ancak hiç bir şey hareket etmediğin para kazanmanız olanaksızdır.

Bu yazıda ilgi duyduğun enstrümanlara göre hangi saat aralıklarında piyasada aktif olmanız gerektiğini anlayabilirsiniz.

Temelde piyasanın 4 ana seansı olduğunu söyleyebiliriz. Bunlar sırasıyla Sidney, Tokyo, Londra ve New York seansı olarak bilinir. En yüksek işlem seansı olarak bilinen seanslar ise Tokyo olarak bilinen Asya, Londra olarak bilinen Avrupa ve New York olarak bilinen Kuzey Amerika seansıdır.

Yeni Zelanda büyük bir finans merkezidir. Ve dünya işlem gününe buradan başlar. Ancak tam anlamıyla likidite Tokyo seansı açılışıyla başlar. Ancak işlem günü burada başladığında Dünya’nın bir çok yerinde hala Pazar gecesidir. Bu andan itibaren New York seansı kapanışı olan Cuma gecesine kadar piyasa açıktır.

 

Resmî olarak Yılbaşı ve Noel günleri dışında piyasa sürekli olarak işleme açıktır. 

İşlem Seanslarının Çakışması

Bazı dönemlerde Tokya-Londra, bazı dönemlerde ise Londra-NewYork seansları aynı anda açıktır. Bu Dünya’nın farklı bölgelerinin yaz-kış saati uygulamalarına farklı dönemlerde geçiyor olmalarından kaynaklanır. İki seansın aynı anda açık olması demek, piyasada daha fazla hacmin olduğu anlamına gelir. Dolayısıyla daha fazla likiditenin olduğunu söyleyebiliriz.

Tokyo Seansı

Japonya dünyanın üçüncü büyük forex ticaret merkezidir. Bu yüzden Yen, tüm forex işlemlerinin %17’sini oluşturarak en çok işlem gören üçüncü para birimi konumundadır.

Genel olarak tüm forex işlemlerinin yaklaşık olarak %20’si Asya seansında gerçekleşir. Birkaç madde ile Tokyo Seansını özetleyelim. 

Seans sadece Japonya ile sınırlı değildir. Asya seansı olarak bilinir ve Singapur ve Hong Kong gibi finans merkezlerini de içine alır.

Bu seansta yoğunluk genellikle merkez bankaları ve ticari şirketlerdir.  

Likidite bazen oldukça düşük olabilir.

AUD, NZD ve JPY gibi para birimlerini içeren Asya Pasifik çiftlerinde hareketlilik olması daha olasıdır.

Gösterge seans diyebileceğimi bir seansdır. Günün geri kalanındaki gidişatı ölçebilmek adına çoğunlukla en çok analiz edilen seanstır.


Londra Seansı

Asya kapanışa doğru giderken, Avrupa piyasası güne başlıyor olacak. Avrupa’nın neredeyse tamamında finans merkezleri bulunurken, stratejik konumu nedeniyle Londra gözlerin ilk olarak döndüğü nokta olarak dikkat çeker. Aynı zamanda hem Asya seansının sonuna, hem de New York seansının başına yetişdiği dönemler de olduğunda Forex piyasasının başkenti olarak kabul görür. Tüm forex işlemlerinin yaklaşık %43’ü Londra’da gerçekleşir. Birkaç madde ile Londra Seansını özetleyelim. 

Likiditenin en yoğun olduğu saatler olduğundan daha uygun spread maliyetleriyle karşılaşabilirsiniz.

Likiditeyle birlikte artan volatilite doğal olarak önemli fiyat dalgalanmalarına neden olur. 

Seans sonuna doğru, sonraki Asya açılışında sürprizlerle karşılaşmamak için pozisyon kapatmalar artabilir. Bu da gün içerisindeki ralli ve trendlerin tersine dönebileceği anlamına gelir.

EUR, GBP, CHF gibi para birimlerini içeren Avrupa çiftlerinden hareketlilik olması daha olasıdır.


New York Seansı

Avrupa seansında öğlen sonraya gelirken ABD seansı 08:00 EST olarak açılıyor. Tabii ki borsanın evi olarak bilinen New York da büyük bir finans merkezidir ve forex işlemlerinin yaklaşık %18’i burada gerçekleşir.

Hareketliliğin çoğu, aynı anda Londra’nın da açık olduğu ABD’ye göre sabah saatlerinde gerçekleşir. Bu Londra için öğleden sonra demek oluyor. Birkaç madde ile New York Seansını özetleyelim.

Avrupa seansın ile çakıştığı için sabah saatlerinde yüksek likidite vardır.

Ekonomi raporlarının çoğunluğu ABD açılışı sonrası yayınlanır ve piyasadaki hareketliliği daha da belirginleştirir.

Cuma öğleden sonra Avrupa ve Asya kapandığı ve ertesi gün de haftasonu olduğu için likidite de volatilite de oldukça düşüktür.

Bu düşük volatilitede Cuma öğleden sonraları anlamsız fiyat hareketlerine sebep olabilir. 

USD para birimlerini içeren nerdeyse tüm yatırım araçlarında ciddi hareketlilikler olabilir. Seçim yapmak için seçeneğinizin en çok olduğu dönem diyebilriiz. 


SEANS SEÇİMİ

Düz bir mantık ile ilerlersek elbette birden fazla seansın açık olduğu yani çakıştığı zaman diliminin daha uygun olacağını düşünebilirsiniz. Bu cevap %50 oranında doğrudur. Tokyo-Londra ve Londra-New York olarak çakışan iki dönemi karşılaştıralım.

Tokyo-Londra Çakışması

Ana pencereden baktığımızda bu çakışma esnasında likidite diğer çakışmaya kıyasla daha düşüktür. Bunun sebebi, Asya öğleden sonrasında çok ciddi bir hareketlilik olmamasından kaynaklıdır. Londra’da öğleden önceki konsolide olmaya çalışan likidite bu çakışmaya çok ciddi bir hareketlilik sağlamaz. 

Londra-New York Çakışması

En optimum seviyedeki dönem Londra saati ile 10:00 – 15:00 aralığıdır. Bu dönem günün en yoğun zamanıdır. Özellikle ABD’den gelen ekonomik raporlar ve veriler genel piyasa hareketliliği artırır. Diğer taraftan Tokyo ve Londra’nın neredeyse 10 saat önce ulaştıkları verilere ABD’li traderlar yeni ulaştığından bu yöndeki eğilimler doğrusal olarak yoğunlaşabilir. 

Genel olarak özetlemek gerekirse;

İki seansın üstüste geldiği dönemler büyük ve potansiyel haberlerin gelmesinin daha olası olduğu dönemlerdir.

Avrupa olarak bilinen Londra seansı en yoğun seansdır.

Hafta ortası genellikle en yüksek hareketliliğin olduğu günlerdir.

İşlem yapmak için en kötü zamanları ise şu şekilde özetleyebiliriz.

Tatillerde herkes ara verir.

Cuma günleri likidite genellikle çok düşüktür. Özellikle Avrupa saatine göre öğleden sonra.

Çok büyük haber ve gelişmelerin olduğu anlar. 

Pazar gece yarısı açılışı, Asya dışındaki herkes uyuyor. Siz de uyuyun..


PİYASA YAPISI

Daha açıklayıcı ve kıyaslayıcı olabilmesi açısından forex piyasası yapısını anlatırken “Borsa”nın genel yapısından başlayacağız.

Borsa’da fiyatları kontrol eden tek bir kuruluş vardır. Dolayısıyla bir noktada tekelci bir düzen söz konusu denilebilir. Borsa’da yani merkezi pazarda tüm işlemler gerçekleşir. Elbette bir aracı bir uzman aracılığıyla. Uzman yatırımcılardan gelen tüm emirleri gerçekleştirmek zorundadır. Ancak burada bir sorun çıkabilir.

Örnek vermek gerekirse, satıcı sayısının alıcı sayısını bir anda geçtiğini düşünelim. Bu noktada işlemleri gerçekleştirmek zorunda olan aracı yatırımcılardan gelen satma emirlerini gerçekleştirmek tüm alıcılara dağıtmak zorundadır. Fakat bunu yaptıktan sonra bile satıcı fazla olduğundan hala satmak isteyenler olacaktır. Bunları da aracı almak zorunda kalacaktır. Bu da aracı için çok ciddi bir risk oluşturur. Bunu önlemek için de aracı satıcıların piyasaya girmesini engellemek amacıyla maliyetleri yükseltecek, forex diliyle konuşmak gerekirse spreadleri olabildiğince açacaktır. Satıcılarda bu yüksek maliyetlere katlanmamak için satmaktan vazgeçecekler.

Bir başka deyişle aracı bu şekilde kendini zarardan ve riskten korumak amacıyla piyasayı manipüle edebilir.


Forex Piyasası Spot Değildir

Hisse senedi ve vadeli işlemlerde olduğu gibi forex piyasası tek bir merkezi borsaya bağlı değildir. Dolayısıyla herhangi bir yatırım aracı için tek bir fiyat yoktur. Her broker farklı fiyat sunabilir.

Bu görüntü karmaşık gelse de, aslında forex piyasasını iyi yapan şey tam olarak budur. Çünkü o kadar çok merkezi olmayan broker vardır ki, aslında her seferinde en iyi fiyatı alırsınız. 

Forex Piyasa Yapısı

Merkezi olmayan bir yapıya sahip olsa da aslında durum göründüğü kadar karmaşık değil.

En tepede elbette uluslararası bankaların bulunduğu “Bankalararası Piyasa” yer alır. Dünya’nın en büyük bankalarının oluşturduğu bu piyasa katılımcıları birbirleriyle doğrudan yada elektronik aracılar (EBS Market ve Refinitiv) ile ticaret yaparlar.

Bu iki şirket öyle büyük bir rekabet içindedir ki Pazar payı alabilmek için sürekli olarak birbirlerinin önlerine geçmeye çalışırlar. Her iki şirket de neredeyse tüm döviz çiftlerini sunarken, bazı enstrümanlar diğerlerine göre daha likittir.

Örneğin EBS platformu için EURUSD, USDJPY, EURJPY, EURCHF ve USDCHF daha likittir. Refinitiv için ise GBPUSD, EURGBP, USDCAD, AUDUSD ve NZDUSD daha likittir.

Bankalararası piyasanın parçası olan tüm kuruluşlar sunulan fiyatları görebilirler ancak elbette herkes bu fiyatlardan işlem yapamaz. Bu biraz da ticari taraflar arasında kurulan kredi ilişkisine bağlıdır.

 

Hedge Fonları, Piyasa Yapıcılar, Perakende ECN ve Şirketler

Bu kuruluşlar tepedeki piyasa katılımcılarıyla iyi bir kredi ilişkisinde olmadıklarından genellikle ticari bankalar aracılığıyla işlem yaparlar. Bu araya bir komisyoncunun daha girdiği, yani maliyetlerin biraz daha arttığı bir durumu ortaya çıkarmış olur.

En altta ise sizin gibi bireysel traderlar bulunuyor. İnternetin yaygınlaşmasından önce bu denkleme girebilmenin neredeyse bireysel yatırımcılar için hiç bir yolu yoktu. Şimdi ise en azından oyuna dahil olma şansı var. Nasıl oynayacağınız size kalmış..


KİM BUNLAR

Forex oyuncularını kategorize ettikten sonra şimdi biraz daha detaya girelim. Bakalım bu kategorileri açtığımızda içlerinden kimler çıkacak.

Büyük Bankalar

Forex piyasası merkezi bir yapıya sahip olmadığından, her yerden farklı fiyatlar bulabileceğinizi artık biliyorsunuz. Ancak büyük bankalar piyasa asıl sarsan ve işleri tam anlamıyla değiştiren kuruluşlardır. Elbette kendi çıkarları doğrultusunda..

Piyasa yapıcı olarak da bilinen bu bankalar işlem hacminin neredeyse %80’lik bir dilimini oluşturur. Bu bankalar alış satış arasındaki farkları doğrudan kâr olarak elde ederler. Interbank yada Interdealer olarak bilinen bu bankalar hem müşteriler hem de kendileri için telafuz bile edilemeyecek ölçüde forex işlemi yaparlar. 

Bu devasa kurumların bazıları ise şunlardır.

Citi, JP Morgan, Barclays, Bank of America, Goldman Sachs, HSBC, Deutsche Bank, UBS

 

LP ( Likidite Sağlayıcıları)

Elektronik likidite sağlayıcıları, katılımcılara likidite sağlamak amacıyla yüksek teknolojik algoritmaları kullanarak forex piyasasında önemli oyuncular olan kuruluşlardır.

Bu kuruluşlar, sürekli olarak alım satıma olanak tanıyarak, piyasa katılımcılarının işlemleri için karşılık bulabilmelerini sağlarlar. Bu durum hem piyasa oynaklığının potansiyel etkisini azaltırken hem de daha hızlı bir sistem oluşmasını sağlar. 

LP’lere örnek vermek gerekirse ise; HC Tecj, Jump Trading, XTX Market söylenebilir.

 

Büyük Ticari Şirketler

Uluslararası ticaret yapan tüm şirketler döviz piyasasında yer alırlar. Çünkü farklı ülkeler ile yapılacak anlaşmalar ve satışlar farklı döviz gelir ve giderlerinin oluşmasına neden olur. Bu noktada kur oynaklığından da oluşabilecek riskleri minimize etmek amacıyla döviz ticareti de yaparlar.

Hacimler büyük bankalardaki kadar yüksek olmadığından genellikle bu şirketler ticari bankaları kullanırlar. Şirketler döviz ticaretlerini aslî faaliyetleri doğrultusundaki gerekliliklere bağlı olarak gerçekleştirseler de, bireysel yatırımcılara kıyaslaslandığı zaman temel oyuncular olarak görünürler.


Hükümetler ve Merkez Bankaları

ECB, BOE ve FED gibi merkez bankaları sürekli olarak forex piyasasına dahil olurlar. Çünkü rezerv para birimi olarak bilinen para birimlerini kullanan ülkeler ve hükümetleri ciddi ticari faaliyetler içerisindedirler. Bu da ticari şirketlerde olduğu gibi kur risklerini beraberinden getirir. Bu risklerden korunmak amacıyla da ticari şirketlerle benzer şekilde piyasa oyuncularındandırlar.

Aynı zamanda Merkez bankaları gerekli durumlara çeşitli para politikası araçlarıyla kendi para birimlerin üzerinden hareketlilik yaratmak isteyebilirler. Bu müdahaleler dışında ise fiyatlardaki ciddi düşüş yada ciddi yükselişleri dengelemek amacıyla önemli ölçüde döviz ticareti şeklinde alım satım yapabilirler.


Spekülatörler

Döviz spekülasyonu daha yüksekten satmak amacıyla düşük bir fiyattan alıp, yükselene dek tutma eğilimi içerisinde olan katımlımcıların stratejisidir. Bu doğrudan para kazanmak adına yapılmış bir eylem olarak görünse de spekülatörleri de kendi içlerinde ikiye ayırmak gerekir.

a. Hedge Fonları

b. Bireysel Yatırımcılar


Hedge Fonları: Bu fonlar genellikle farklı piyasalardaki varlıklarının vade süreçleri ve sonlarında yaşanabilecek dalgalanmalardan korunabilmek amacıyla pozisyon alırlar. Bu aldıkları pozisyonlarda da yüksek oranda kaldıraç kullanırlar.

Bireysel Yatırımcılar: Bireysel yatırımcılar bilindiği üzere internet üzerinden, çeşitli broker aracılığıyla piyasaya dahil olan katılımcılardır. Elbette büyük bankalar kadar ciddi bakiyelere sahip değillerdir ancak gelişen teknoloji ve internetin imkanları doğrultusunda her türlü eğitime ulaşabildikleri için piyasalarda azımsanmayacak kadar önemli bir güçtürler.


Forex'in Tarihi

1971 yılına kadar süren Bretton Woods anlaşmasının sonlanmasına yakın 1970’lerde ortaya çıkan perakende döviz ticareti, dalgalı döviz kuru sistemine geçiş ve artan spekülatif işlemlerle birlikte modern döviz piyasasını oluşturdu.

Elbette o dönemlerde bu piyasada oyuncu olarak yalnızca hedge fonları, bankalar ve büyük şirketler yer alıyordu. Bireysel yatırımcıların bu piyasa katılabilecek ne kaynakları ne de teknolojileri vardı.

1990 yılı itibariyle bilgisayar ve internetin hızla büyümesi bankaların kendi ticaret platformlarını geliştirmelerine yol açtı. Bu da bireysel yatırımcılar için internet tabanlı bir olanak ortaya çıkarmış oldu. Bu ana kadar standart işlem boyutunun minimum 1,000,000 birim olduğu piyasada bankalar bireysel yatırımcılar için 1,000 birime kadar küçük işlemlere izin verdi. Böylece ulaşılamaz teknolojiden sonra bireysel yatırımcıların kaynak sorunu da ortadan kalmış oldu.

İnternetin gelişimiyle birlikte bireysel yatırımcıların da, ekonomik gelişmeler, piyasa verileri ve analizlere hızlı ulaşabilmeleri işleri çığrından çıkartacak bir boyuta ulaştırdı. Şimdi herkes elindeki cep telefonuyla bile döviz ticareti yapabiliyor. 

2000 yılı itibariyle bilgisayar ve internetin hızla tüm dünyaya yayılması bu hizmeti sunmaya hevesli kuruluşları adeta coşturdu. Broker sayısının artmasıyla sektörde yükselen rekabet, bireysel yatırımcılar için daha çok seçenek, daha yüksek kaldıraç, daha düşük maliyet demekti.

Ve günümüzde Meta Trader, cTrader ve bireysel brokerlar tarafından geliştirilmiş çeşitli platformalar da dahil olmak üzere bir çok seçenek bulunuyor. 

Elbette bu kadar hızlı gelişen bir piyasada ilk etapta çok sert dönemler yaşandı. Henüz yeni olan bu gelişmeler beraberinden fırsatçılara da yeni dolandırıcılık yöntemleri sundu. Herhangi bir denetime tabi olmayan kuruluşlar mali düzenleyicilerin dikkatini çekti. Ardından tam düzenleme ile brokerlar denetimlere alındılar. Bu denetimde brokerların katı kural ve gerekliliklerini, yatırımcılarına adil davrandıklarını ve yeterli sermayeye sahip olup olmadıkları gözden geçirildi. 

Böylece bireysel yatırımcılar da koruma altına alınmış oldu. 


TERCİH SEBEPLERİ

Bilindiği üzere yatırım piyasalarında bir çok komisyon ve maliyet söz konusudur. Forex piyasasının avantajlarını sıralarken de bu noktadan başlamak istiyoruz.

Maliyet

Diğer yatırım yöntemlerine göre oldukça az bir maliyet ile karşılarşırsınız. Örneğin hisse senetlerinde olduğu gibi, takas ücreti, saklama bedeli, aracılık ücreti ödemezsiniz. Forex işlemlerinden reel olan tek maliyet “spread” olarak bilinen alış satış farkıdır.

Lot Büyüklükleri

Ondalık lotlarla (0,10-0,01) işlem yapma olanağına sahip olursunuz. Bu daha düşük rakamlarla yatırım yapabileceğiniz anlamına gelir.

24 Saat Açık Piyasa

Önceki anlatımlarımızda “Seans” olarak adlandırmış olsak bile, forex piyasasında bir seans açılışı yada kapanışı aslında yoktur. Piyasa hafta içi 5 gün 24 saat boyunca işlem yapabilmeye olanak tanır. Yani piyasa istediği zaman değil, siz istediğiniz zaman işlem yaparsınız.

Manipülasyon

Özellikle orta ve küçük ölçekli yatırımcılar en çok muzdarip oldukları manipülatif hareketler forex piyasasında oldukça zordur. Hatta imkansıza yakın denilebilir. Çünkü işlem gören enstrümanlar yapı bakımında devletlerin para birimleri, yada tekele bağlanmayacak ölçekteki kıymetli maden ve metaller olduğundan, manipülasyon yapılamayacak kadar yüksek oranda likidite vardır. Tekel halinde piyasadaki fiyatı uzun süre kontrol edebilmek imkansıza yakındır.

Kaldıraç

Yine orta ve küçük ölçekli yatırımcıların bu doğrultuda sermaye ile kaldıraçlı olarak yüksek oranda kâr potansiyeli imkanı tanır. Ancak kaldıracı iki ucunun olduğunu ve doğru kullanılmaması halinde oldukça riskli bir argüman olduğunu unutmamak gerekiyor.

Derinlik

Herhangi somut bir yatırım aracında alım satım yapabilmek için yeterli sayıda alıcı yada satıcı olması gerekiyor. Forex piyasındaki likidite derinliği dolayısıyla işlemlerinizin karşılığı oldukça kısa süre içerisinde bulunur ve bir işlemde takılı kalma şansınız yok denecek kadar azdır.

Düşük Sermaye

Kaldıraç etkisinden dolayı düşük sermayelerle yatırım yapabileceğiniz bir piyasadır. Normalde $50 ile yapacağınız bir yatırımın önemli bir getirisi olma ihtimali oldukça düşükken, 1/100 kaldıraç ile yatırım yaptığınızda $5000 büyüklüğünde bir ticaret yapıyor olursunuz.

Demo Hesap

Demo hesap kullanarak piyasaya hakim olabilirsiniz.

İŞLEM TERİMLERİ

Bakiye

Hesap bakiyesi kısaca hesabınızdaki nakittir. Eğer bir forex hesabı açtığınızda hesabınıza $100 yatırırsanız, bakiyenizi $100 olarak görürsünüz. Bakiyeniz üç şekilde değişikliğe uğrar;

• Hesabınıza tekrar para yatırdığınızda ya da para çektiğinizde

• Bir pozisyon kapattığınızda oluşan kâr ya da zarar durumunda

• Hesabınıza taşıma bedeli gibi ekleme yada çıkartmalar yapıldığında

Konu taşıma bedeline gelmişken ne olduğunu açıklayalım.

24 saat açık olan bu piyasada bazı yatırım araçları için brokerlara bağlı olmak koşuluyla bir taşıma bedeli yansıtılır. Bu bedel pozitif yada negatif şekilde olabilir. Pozitif olması durumunda broker bakiyenize ekleme yapar, negatif olması durumunda ise bu taşıma bedeli bakiyenizde kesilir.

Taşıma bedeli, “swap” olarak bilinir. Yazının devamında kullanım olarak “swap” bakiyenize ekleme ya da çıkarma yapılmasını ise “rollover” olarak nitelendireceğiz. 

Rollover oluşması için açmış olduğunuz işlemi takvim sonraki güne atlayana kadar açık tutmanız gerekir. Bu noktaya dikkat çekmek istiyoruz. Açmış olduğunuz işlemi yalnızca takvim değişene kadar açık tutmanız gerekir. 

Örnek vermek gerekirse, takvimin değiştiği saat bildiğiniz gibi 00:00 saatidir. Yani siz bugün 00:01’de bir işlem açıp 23:59’da bu işleminizi kapatırsanız hesabınızda herhangi bir swap hareketliliği yaşanmaz. Fakat 23:59’da bir işlem açarsanız, 1 dakika sonra yani 00:00’da rollover gerçekleşir. Çünkü takvim değişmiş oldu. Rollover durumunda mevcut işleminiz için karşılaşacağınız swap oranının ne olduğunu işlem yaptığınız yatırım aracının “Özellikler” kısmından kontrol edebilirsiniz. 

 

Gerçekleşmemiş Kâr/Zarar

Bu ifade mevcut açık işlemlerinizdeki kâr yada zararı ifade eder. Mevcut bir işleminizi yada tüm işlemlerinizi o an kapattığınızda ne kadar kâr ve zarar ile karşılaşacağınızı görüyor olursunuz. Bu şekilde ifade edilmesinin sebebi tamamiyle piyasanın sürekli hareket ediyor olmasıdır.

Mevcut işleminiz kârda şekilde ilerlerken görmüş olduğunu kâr miktarı, piyasanın sizi aksinize hareket etmesi durumunda anlık olarak zarara dönebilir. Aynı şekilde tam tersi de söz konusudur. Bu noktada gördüğünüz kâr yada zarar henüz realize edilmediğinde “Gerçekleşmemiş K/Z” olarak belirtilir.

 

Piyasadaki oksijen "Marj"

Piyasanın sunduğu en önemli avantaj elbette ki kaldıraçtır. Kaldıraç size marj ile işlem yapma, yani hesap bakiyenizden daha büyük işlemler yapabilmek olanağı tanır. Bu oldukça çekici görünüyor. Ancak yatırımcıların çoğu tam anlamıyla konuya hakim olmadıklarından genellikle büyük hüsranlar ile sonuçlanmaktadır. 

Hesabınızı açarsınız, kaldıraç sayesinden bakiyenizin onlarca katıyla işlem yapma şansınız vardır ve tabii ki harikat bir trader olduğunuz ve biraz sonra zengin olacağınız için çok büyük oynarsınız. Genellikle sonuç tam tersi olur ve işleminiz otomatik olarak kapanır. Bakiyenizde kalan parayı yerde görseniz muhtemelen eğilip almazsınız bile..

Marj türkçe karşılığı ile “Teminat” olarak bilinir. Bu kaldıraçlı işlem yaptığınızda mevcut kaldıracı kullanabilmek için, kaldıraçta 1 kadar teminatınız olması anlamına gelir. Yani eğer 1/50 kaldıraçlı bir hesabınız varsa ve $100’lık bir işlem yapmak istiyorsanız, hesabınızda “kaldıraçta 1” yani “50’de 1” yani $2 dolar olması gerekmektedir.

Elbette teminat konusu bundan ibaret değil. Teminat herşeydir. Teminat, Teminat Çağrısı, Teminat Oranı, Serbest Teminat. Şimdi bunları açıklayalım..

 

Teminat

Az önce açıkladığımız gibi teminat işlem açmak için kullanmanız gereken miktara verilen addır. Bu miktar kullandığınız kaldıraç oranı, işlem yapacağınız yatırım enstrümanın fiyatına ve işlem büyüklüğünüze göre değişebilir. Bu miktar bakiyenizden düşmez, yalnızca işlemi açmak için kilitlendiğini düşünün. Ne kadar teminat kullandığınızı ya da daha ne kadarlık bir teminat kullanabileceğinizi bir sonraki konuda açıklayacağız. Şimdi teminata dönerek bir örnek ile açıklayalım. 

Daha önceki derslerde lot ve lot büyüklüğünü açıklamıştık. Teminat hesaplanırken işe, işlem açacağınız nominal değer hesaplanarak başlanır. 

EURUSD paritesinde 1 lot işlem yapacağınızı varsayalım. 1 lotun 100,000 birim olduğunu biliyoruz. Bu demek oluyor ki 1 lot EURUSD işlemi açmak bizi 100,000 adet EURUSD’dan, parasal değer olarak ise;

100,000 €’dan ya da bir başka deyişle

100,000 X birim EURUSD fiyatı = …,… $’dan sorumlu tutacaktır.

Kafa karıştırmamak için şimdilik fiyatı işe dahil etmeyelim ve 100,000€ üzerinden devam edelim.

İşlem açacağımız nominal değer 100,000€ değerinde. Eğer kaldıraçlı bir işlem yapmıyor olsaydık teminat olarak bu miktarın tamamımın bakiyemizde olması gerekiyordu. Fakat şimdi 1/50 kaldıraç ile işlem yapacağız. Bu da demek oluyor ki nominal değerin 50’de 1’i kadarlık bir teminat işlemi açmamız için yeterli.

100,000 € / 50 = 2000€ Teminat 

Biraz daha kavrayabilmek adına lot miktarını dolayısıyla nominal değeri değiştirelim. 1 lotun bizim için yüksek bir hacim olduğuna karar verdik ve mümkün olan en düşük lot hacmiyle işlem açmaya karar verdik. Bu hacim 0,01 lot olacak. 

0,01 lot = 1,000 birim

Bu işlem bizi 1,000 adet EURUSD’dan, parasal değer olarak ise;

1,000 €’dan ya da bir başka deyişle

1,000 X birim EURUSD fiyatı = .,… $’dan sorumlu tutacaktır.

İşlem açacağımız nominal değer 1,000€ değerinde. Eğer kaldıraçlı bir işlem yapmıyor olsaydık teminat olarak bu miktarın tamamımın bakiyemizde olması gerekiyordu. Fakat şimdi 1/50 kaldıraç ile işlem yapacağız. Bu da demek oluyor ki nominal değerin 50’de 1’i kadarlık bir teminat işlemi açmamız için yeterli.

1,000 € / 50 = 20€ Teminat 

İşte bu kadar basit.. 

Eğer bu hesaplamayı formulüze edecek olursak ilk önce nominal değer bulup ardından teminat oranını hesaplamak için sırasıyla aşağıdaki iki formulü kullanmamız gerekecek.

 

Varlık

Özkaynaklar yada varlıklar olarak isimlendirebileceğimiz bu değer genellikler “Varlık” olarak bilinir. Varlık hesabınızın aktif ve eğer en az bir açık işleminiz varsa sürekli olarak değişir. Çünkü varlık mevcut işleminizde bulunan gerçekleşmemiş k/z’ı bakiyenize ekleyerek oluşturulur. Böylece o an işleminizi kapattığınız anda bakiyenize yansıyacak k/z’ı anlık olarak görürsünüz. Ve gerçekleşmemiş k/z de piyasa koşulları ve işleminize göre değişkenlik gösterdikçe aynı durum varlık konusunda da yaşanacaktır. Eğer herhangi bir açık işleminiz yoksa varlık kısmında göreceğiniz değer bakiyenize eşit olacaktır.

Bir örnek ile açıklayalım. 

Hesabınızdaki bakiyeniz $100 ve açıktaki işlemlerinizin toplam Gerçekleşmemiş K/Z’ı (-$20) olsun. Bu durumda varlığınız $80 olacaktır.

100 + (-20) = $80 

Şimdi diğer durumu inceleyelim. Hesabınızdaki bakiyeniz $100 ve açıktaki işlemlerinizin toplam Gerçekleşmemiş K/Z’ı ($13) olsun. Bu durumda varlığınız $113 olacaktır.

100 + (13) = $113

Eğer bu hesaplamayı formulüze edecek olursak aşağıdaki formulü kullanmamız gerekecek. 


Serbest Teminat

Serbest teminat kısaca özkaynaklarınızdan kullanılan tüm teminatın çıkartılmasıyla elde edilir. Serbest teminat mevcut durumdaki işlemlerinize o anlık dokunmadan daha ne kadar teminat kullanabileceğiniz yani işlem açabileceğiniz anlamına gelir. Bu değer varlık üzerinden hesaplandığından gerçekleşmeyen k/z’ınız bağlı olarak sürekli değişecektir. Örnek ile devam edelim.. 

Hesap bakiyenizi $100, gerçekleşmemiş k/z’ınızı $20, teminatınızı ise $10 olarak varsayalım. Bu şartlarda varlık değeriniz $120 olacaktır. (Eğer bir önceki varlık bölümünü dikkatle incelediyseniz biliyor olmalısınız) 

Bu şartlar altında serbest teminatınız $110 olacaktır. 

$120 – $10 = $110

Bir diğer senaryoya bakalım.

Hesap bakiyenizi $100, gerçekleşmemiş k/z’ınızı (-$30), teminatınızı ise $10 olarak varsayalım. Bu şartlarda varlık değeriniz $70 olacaktır. 

Bu şartlar altında serbest teminatınız $60 olacaktır. 

$70 – $10 = $60

 

Eğer bu hesaplamayı formulüze edecek olursak aşağıdaki formulü kullanmamız gerekecek. 

 

Teminat Seviyesi

İşte forex piyasasında asla gözünüzü ayırmamanız gereken en önemli nokta. Teminat seviyesi kullanılan teminata karşı varlık miktarına dayalı yüzdesel değerdir. Bu değerin elbetteki yüksek olması gerekir. Çünkü bu değer ne kadar yüksekse serbest teminatınız o kadar fazladır. Bu değer düşmeye başladıkça ise hesabınızdaki kayıp riski artar. Bunun sonucunda bir teminat çağrısı yada otomatik işlem durdurma gibi korkunç durumlarla karşılaşabilirsiniz. Otomatik işlem durdurma konusunu bu yazının sonunda karşılaşacağız. Umarız siz işlem yaparken hiç karşılaşmazsınız.. Dönelim teminat seviyesine.

 

Teminat seviyesini hesaplayabilmeniz için mevcut varlık ve kullandığınız teminatı biliyor olmalısınız. Bunların hesaplamalarını az önce incelemiştik. Ordaydınız değil mi ?

Bir örnek ile ilerleyelim.

Mevcut varlık değerinizin $100 ve teminat değerinizin de $20 olduğunu varsayalım. Bu durumda teminat seviyeniz %500 olacaktır.

Eğer teminat seviyesi hesaplamayı formulüze edecek olursak aşağıdaki formulü kullanmamız gerekecek. 

 

Teminat seviyesi %100’e geldiğinde çoğu broker yeni işlem açmanıza izin vermez. Ancak istisnalar olabilir. Bu yüzden siz siz olun, teminat seviyenizi her zaman yüksek tutmaya çalışın..

Teminat Çağrısı

Teminat çağrısı, teminat seviyenizin belli bir seviyenin altına düşmesiyle birlikte, brokerınızın size yapmış olduğu bilgilendirme olarak bilinir. Çoğun brokerda bu seviye %100’dür. Teminat seviyeniz bu seviyeye ulaştığında genellikle bir kısa mesaj yada bir e-posta alırsınız. 

Bu bildiri sonrasında müdahale edip etmeme hakkı size aittir. 

 

Otomatik İşlem Durdurma ( Stop Out )

Stop Out olarak isimlendirilen otomatik işlem durdurma piyasada karşılaşabileceğiniz en kötü şeydir. Zarardaki işlemleriniz broker tarafından otomatik olarak kapatılır. Sebebi ise artık teminat seviyenizin, hesap bakiyenizi negatife çevirecek kadar düşmesi, bir başka deyişle gerçekleşmeyen zararınızın çok yüksek olmasıdır.  

Brokerınız işlemlerinizi otomatik olarak durdurduğunda doğal olarak bazı gerçekleşmeyen zararlarınız realize olacak ve bu işlemler için kullandığınız teminatlar boşa çıkacaktır. Bu durum işlemlerinizin yoğunluğuna bağlı olarak varlık seviyenizi yeni bakiyeniz özelinde yükseltebilir ve teminat seviyenizi olması gereken yüksek seviyelere çıkartabilir. Brokerınız bu durdurmaları teminat seviyeniz belirlenen orana yükselene kadar en düşük kârdaki işlemlerinizden başlayarak sürdürür. Süreç otomatik işlediğinden, başladıktan sonra geri dönüşü yada engelleme yolu yoktur. Bu yüzden bir önceki konudaki teminat çağrısı bildirimlerini dikkate almanızı öneririz. 

Otomatik durdurma seviyesi çoğunlukla %20 olup, brokerlar arasında farklılık gösterebilir. Şimdi bir örnek ile bu süreci birlikte takip edelim..

 
Tablo 1.0

Vereceğimiz örnekte Stop Out seviyesinin %20 olduğu varsayılacaktır. Hesabınız açtınız. $2000 bakiyeniz var ve işlem yapmaya başladınız. Toplam üç işleminiz var. Kasa durumunuz Tablo 1.0 gibidir. Teminat seviyeniz %100’e kadar gerilemiştir ve brokerınız bu esnada size bir teminat çağrısında bulunur. Bu noktadan sonra işler kötüye gittiğinde nelerle karşılaşabilirsiniz görelim.. 

Tablo 1.1

Tablo 1.1 incelendiğinde artan zarar ile birlikte teminat seviyesinin %20’ye kadar gerilediği görülüyor. İşte burası Stop Out noktası ve brokerınız otomatik olarak en düşük kârdan başlayacak şekilde işlemlerinizi teminat seviyeniz %20’nin üstünde kalıncaya dek kapatmaya başlayacak. 

Tablo 1.2

Tablo 1.2’de birşeyin eksik olduğunu farkettiniz mi? Evet, teminat seviyeniz %20’ye düştüğü için en düşük kâr olan – $800 zarardaki EURUSD işleminiz kapatıldı ve anlık olarak kasa görünümü bu şekilde. Kapatılan -$800’ın bakiyenizden düşüldüğünü farketmelisiniz. Fakat bir sorun var.. Teminat seviyeniz hala %20’nin üzerinde değil. Bu yüzden brokerın otomatik durdurma işlemi devam edecek. Görelim..

Tablo 1.3

Tablo 1.3’te gördüğünü gibi brokerınız bu kez yine en düşük kârda olan -$560 değerindeki USDCHF işleminizi otomatik olarak kapattı. Kapatılan -$560 da aynı şekilde bakiyenizden düşüldü. Görünüşe bakılırsa teminat seviyeniz malesef yine %20’nin üstüne çıkmadı. Öyleyse devam edelim..

Tablo 1.4

Herşey bitti. Tüm işlemleriniz Stop Out oldu ve günün sonunda $2000 olan bakiyenizden kalan tek şey yalnızca $100. Bu örnek bize gösteriyor ki kaldıraçlı piyasalarda ne kadar güvenli gidersek gidelim, doğru zamanda doğru müdahaleyi yapmazsak sonu çok acı bitebilir..

Tebrikler... 1. Seviyeyi başarıyla tamamladınız. 2. Seviyede forex brokerlerının işleyişiyle alakalı herşeyi öğreneceksiniz. Şimdiye kadar incelenen konularla forex piyasasının yatırımcı gözünden işleyişi, kavramları gibi birçok bölümüne hakimsiniz.. Uzman olmanıza yalnızca %99’luk bir kısım kaldı...